Boşanma Hukuku

Hukuk Büromuz tarafından Aile Hukuku alanında verilen hizmetlerden bazıları şunlardır:

  • Boşanma davalarının yürütülmesi (çekişmeli ve anlaşmalı boşanma davalarının takibi)
  • Anlaşmalı boşanmalarda protokol düzenlenmesi ve dava açılması, hızlı bir şekilde duruşma günü alınması
  • Maddi ve manevi tazminat taleplerinin sunulması,
  • Soybağı kurulması için hukuki sürecin yürütülmesi,
  • Mal varlığı tasfiyesinin yürütülmesi, (Edinilmiş mallara katılma rejimi, mal ortaklığı, mal ayrılığı ve paylaşmalı mal ayrılığı)
  • Evlilik öncesinde taraflar arasında yapılacak malvarlığı sözleşmeleri hakkında danışmanlık hizmeti sağlanması, (Mal rejimlerinden biri seçilebileceği gibi mal rejimi sözleşmesi de yapılabilir. )
  • Müşterek çocukların velayetine ilişkin uyuşmazlıkların takibi,
  • Nafaka hükümlerine aykırı davranılmasına karşı ihtilafların çözümü,
  • Aile içi şiddet ve buna benzer her halde tedbir kararı alınması, koruma kararı alınması
  • Evlat edinmeden kaynaklanan sürecin yönetilmesi,
  • Nişanlanmanın sona ermesinden kaynaklanan ihtilafların çözülmesi,
  • İddet süresinin belirlenmesi ve iddetin kaldırılması,
  • Aile hukuku ve boşanma hukukuna dair her konuda danışmalık hizmeti sağlanması,

Bu hakların korunması için uzman kadromuzdan destek alabilir, dava açma sürecini başlatmak için hukuk büromuzla görüşme sağlayabilirsiniz.

BOŞANMA

Evlilik birliğini ortadan kaldıran nedenlerden biri de boşanmadır. Eşlerden birinin kanunda gösterilen boşanma nedenlerinden birine dayalı olarak açacağı dava sonucunda koşulları oluşmuş ise, hakim kararı ile evlilik birliğine son verilir.

Medeni Kanunumuzda boşanma nedenleri 161-166’ncı maddelerde düzenlenmiştir. Bunlardan biri Zina (md. 161), Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (md.162), Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (md.163), Terk (md. 164), Akıl hastalığı (md 165), nedenlerine dayalı olanlar, özel boşanma nedenleri; 166’ncı maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması, eşlerin anlaşarak boşanması, bir boşanma reddinden sonra eşlerin üç yıl bir araya gelmemeleri fiili ayrılıkla ilgili boşanma nedenleri, yine TMK’nın 170 ve devamı maddeleri gereğince verilen ayrılık kararına rağmen ayrılık süresi sonuna kadar eşlerin bir araya gelip evlilik birliğini yeniden kuramamaları halinde aynı kanunun 172’nci maddesi gereğince açılan boşanma nedeni de genel boşanma nedenleridir.

TEDBİR NAFAKASI

Madde 169- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.

Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katlanacaklarından, eşlerin ekonomik güçlerini, gelir ve giderlerinin, mal varlıkları bulunup bulunmadığını, varsa bunların değer ve gelirlerini araştırıp belirleyecek, çocukların hangi eş yanında olduğunu tespit edecek, bir eşin diğer eşe nafaka verip vermeyeceğini, verecekse ne miktar vereceğini, yine eşler ergin olmayan çocuklarının bakım, eğitim ve gözetimine birlikte özen göstermek zorunda olduklarından, çocuklar için de, çocuk yanında olmayan eşin, diğer eşe nafaka verip vermeyeceğini, verecekse ne miktar vereceğini saptayacaktır. Eşlerden birinin ekonomik gücü, mal varlığı ve geliri yoksa diğer eşin yükümlülüklerini belirleyecektir.

İşte boşanma davasının açılma tarihinden, dava sonuçlanıncaya kadar, hüküm kesinleşinceye kadar devam edecek bu nafakaya tedbir nafakası denir. Nafaka talep eden eşin kadın veya erkek olması öneli değildir. Koşulları varsa erkek de tedbir nafakası talep edecektir.

BOŞANMANIN HUKUKİ VE KİŞİSEL SONUÇLARI

Boşanma hükmünün kesinleşmesi ile evlilik birliği sona erer. Kısaca boşanma hükmü kesinleşmedikçe evlilik birliği devam eder. Hüküm kesinleşmeden eşlerden birinin ölümü halinde diğer eş ona mirasçı olur (TMK md. 181/1).

Boşanma hükmünün kesinleşmesi ile boşanan kadın evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur. Ancak evlenmeden önceki soyasını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hakimden bekarlık soyadını taşınmasına izin verilmesini isteyebilir. (TMK md. 173/1) Ancak kadın boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğunu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceğinin kanıtlarsa talebi halinde hakim kocasının soyadını taşımasına izin verecektir.

VELAYET HAKKI VE ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ

Boşanma sırasında mevcut olan çocuklar yönünden boşanma davasına bakan hakim tarafından küçüklerin velayet haklarının ve velayet hakları verilmeyen taraf ile küçükler arasında kişisel ilişkinin ne şekilde tesis edileceği de düzenlenir.

Boşanma halinde ana baba artık velayet hakkını birlikte kullanma haklarını kaybederler. Aile Mahkemesi hakimi ana ve babayı dinledikten sonra küçük çocukların velayet haklarının hangi eş tarafından kullanılacağın da karar verir.

Velayet haklarının düzenlenmesinde küçüklerin yaşı, anne bakım ve şefkatine muhtaç olup olmadıkları, anne ve babanın sosyal, ekonomik, kültürel yönden velayet hakkını küçüğün menfaatlerine uygun kullanıp kullanmayacağı küçüklerin bedeni, fiziki, ruhsal, ahlaki ve sosyal gelişimleri, öğrenim durumları, göz önünde tutulmalı, mümkünse küçükler birbirinden ayrılmayacak şekilde düzenleme yapılmalıdır.

Anne bakım ve şefkatine muhtaç bir çocuğun anne yanında kalmasının fikri, bedeni ve ahlaki gelişimine engel olacağı yolunda muhtemel ciddi tehlike bulunmadığı taktirde velayet hakkı anneye verilmelidir.

Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi, bu nedenle çocuğun başıboş, korumasız bırakılması, ahlak dışı bir yaşam, dövülmesi, eğitiminin engellenmesi, sağlık yönünden, ruhi yönden yaşamının tehlikeye düşürülmesi, v.b. gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re’sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır. (Md. 183)

Ana veya babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir.

Velayet hakkı kendisinden alınan tarafın çocukla ilişkisini nasıl sürdüreceği de hakim tarafından kararda ayrıca belirtilecektir.

Hakim kişisel ilişkiyi düzenlerken bu ilişkinin ana ve babalık duygusunu tatmin edecek şekilde amacına uygun, yine çocuğun yararına uygun olmasını esas alacaktır.

KADIN İÇİN BEKLEME SÜRESİ

Evlilik sona ermişse, kadın evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün geçmedikçe evlenemez. Doğurmakla süre biter. Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hallerinde mahkeme süreyi kaldırır. (TMK md. 132)

YOKSULLUK NAFAKASI

Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.

Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.
Yoksulluk nafakasına hükmolunabilmesi için, ilk ve en önemli koşul, boşanma hükmünün kesinleşmesi ve nafaka talep eden eşin boşanmaya neden olan olaylarda da yükümlü olan eşe nazaran daha ağır kusurlu bulunmaması gerektiğidir. Yani yoksulluk nafakası talep eden eşin diğer eşe nazaran az kusurlu veya eşit kusurlu bulunması veya boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusursuz olmasıdır.

Yoksulluk nafakası nafaka alacaklısının yeniden resmen evlenmesi veya taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkacaktır.

Yoksulluk nafakasının diğer ortadan kalkma nedenleri de, nafaka alacaklısının bir evlenme akti olmadan başka biri ile evlilik dışı yaşam sürmesi veya haysiyetsiz hayat sürmesi veya yoksulluğunun ortadan kalkmasıdır. Bu koşullardan herhangi birinin gerçekleşmesi halinde nafaka borçlusu ilgili mahkemeye başvuru ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasını isteyebilecektir.

Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.

İŞTİRAK NAFAKASI

İştirak nafakası, velayet hakkı kendisinde bırakılmayan eşin, velayet hakkı kendisine verilen eşe, çocuğun bakım ve eğitim giderleri karşılığı gücü oranında yapacağı katkıdır.

İştirak nafakası velayet hakkı kendisine bırakılan eş tarafından çocuk adına istenir.
Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.

Nafaka her ay peşin olarak ödenir. Hakim istem halinde, irat biçimde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir. İştirak nafakası miktarı anlaşma ile de belirlenebilir. Taraflar miktarı, arttırma oranı, hangi ülke parası (EURO, DOLAR v.b.) ile ödeneceği konusunda serbestçe anlaşabilirler. Ancak bu anlaşmanın geçerli olması için taraflarca ve Aile Mahkemesi hakimince tasdik ettirilmesi gerekmektedir.

MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT

Boşanmanın mali sonuçlarından olan maddi ve manevi tazminata hükmolunabilmesi için mutlaka boşanma koşullarının gerçekleşmesi, yine Türk Medeni Kanunu’nun 174/1’nci maddesi gereğince maddi ve 174/2’nci maddesi gereğince manevi tazminat koşullarının gerçekleşmesi, bu konularda talep bulunması gerekmektedir. Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.

Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.

Boşanmaya neden olan olaylardan zina, cinsi ilişkinin yapılamaması, hakaret, dövme, kovma, kumar oynama, yaralama, cana kast, pek fena muamele v.b. gibi olaylar karı ve kocanın kişilik haklarını aile bütünlüğünü, ağır surette zedeleyen olaylardır.

Call Now Button