Arabuluculuk kanunu 1. Maddede açıkça tarif edildiği gibi, ‘’tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri, iş ve işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi amacıyla uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ihtiyari olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemidir’’. Arabulucu olarak adlandırılan 3. Kişiler uyuşmazlık hallerinde bazı özel teknikler uygulamak suretiyle uyuşmazlık yaşayan kişileri bir araya getirir. Her iki tarafında katılım sağlaması gereken bu görüşmelerde tarafların birbirini anlaması ve ortaya atlan görüşler doğrultusunda çözümleri kendilerinin üretmesi amaçlanır. Görüşme aşamalarında tarafların bir çözüm üretememesi halinde arabulucu da çözüm önerileri sunmak suretiyle sorunun ortadan kaldırılmasını sağlayabilir. Arabuluculuk,
- İhtiyari arabuluculuk
- Zorunlu arabuluculuk olarak ikiye ayrılmaktadır.
İhtiyari arabuluculuk: Tarafların özel bir hukuk anlaşmazlığı sebebiyle ortaya çıkan sorunlarını mahkeme aşamasından önce çözmek amacıyla, kendi istekleri doğrultusunda arabulucu kuruma başvurması ihtiyari arabuluculuk olarak adlandırılır. Taraflar kendi istekleriyle arabulucuya müracaat edebildikleri gibi, mahkeme tarafından da arabulucuya yönlendirilebilmektedirler. Arabuluculukta esas alınan yöntem ihtiyari arabuluculuktur.
Zorunlu arabuluculuk: zorunlu arabuluculuğun dava şartı olan arabuluculuk olarak da adlandırılmaktadır. Dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasını zorunlu hale getiren kanun, iş hukukundan ve ticaret hukukundan kaynaklanan bazı uyuşmazlık konularının çözümlerinde kullanılır. Zorunlu arabuluculuk uygulamasına dâhil edilen davaların arabulucuya başvurulmadan açılması durumunda mahkemeler açılan davaları reddederek tarafları arabulucuya yönlendirmektedir.
Arabulucu Olmanın Şartları Nelerdir?
Arabulucu olabilmenin ilk şartı, Adalet Bakanlığı tarafından yapılan yazılı ve sözlü sınavda başarılı olabilmektir. Arabuluculuk kanunu yönetmeliği 23. Maddesi uyarınca yılda 2 kez yazılı sınava girilmesi ve sınav sonrası uygulamalı sınava katılım sağlanması zorunludur. Arabulucu olmak adına sınava katılım sağlayacak olan kişilerde aranan nitelikler ise,
- Türk vatandaşı olmak
- Hukuk fakültelerinden mezun olmak veya yabancı bir hukuk fakültesini bitirip, Türkiye’deki hukuk fakülteleri programlarına göre eksik derslerden sınava girerek başarı belgesi almış olmak.
- Kasten işlenmiş bir suç sebebiyle mahkûm olmuş olmamak
- Mesleğinde en az 5 yıllık bir süredir çalışıyor olmak
- Arabuluculuk eğitimlerine katılmış ve tamamlamış olmaktır.
Arabuluculuk sınavları öncesinde verilen eğitimlerde arabuluculuk ile ilgili temel bilgiler, müzakere ve uyuşmazlık yöntemleri, davranış psikolojisi, iletişim teknikleri, teorik ve pratik bilgiler verilmektedir. Arabulucu adayının bu eğitimleri tamamlamış olması ve bakanlık tarafından yapılan sınavlardan geçer not alması koşuluyla arabuluculuk görevi ihdas edilmektedir. Arabulucu görev yaptığı uyuşmazlık konularında tarafsız ve eşit davranmalı, davaları özenle ve şahsen incelemelidir. Tarafsızlığı şüphe doğurabilecek davalarda arabulucunun bu durumu taraflara bildirme yükümlülüğü vardır. Taraflara bu husus açıklanmasına rağmen herhangi bir itiraz söz konusu değilse, arabulucu bu davada görevine devam edebilir. Arabulucu olarak bir davanın çözümünde görev alan bir avukat, anlaşma sağlanamaması halinde açılacak olan davada herhangi bir taraf lehine avukatlık görevinde bulunamaz.
Arabuluculuğun Temel İlkeleri
Bireysel iş uyuşmazlıkları, ise iade davaları, tazminat talepleri, kıdem ve ihbar tazminatları, fazla mesai vb. gibi oldukça geniş bir alanda hizmet vererek mahkemelerin iş yükünü hafifleten arabuluculuk kurumu, tarafların da mahkeme ve harç ödemelerinden tasarruf etmesini sağlar. İşçi- işveren arasında oluşması muhtemel sorunların müzakere yoluyla çözülmesine olanak sağlayan arabuluculuk sistemi bazı ilkeler temel alınmak suretiyle işlerlik kazanmaktadır.
- İradi olma ve eşitlik ilkesi
- Gizlilik ilkesi
- Beyan ve belgelerin kullanılmaması ilkesi
İradi Olma ve Eşitlilik İlkesi: arabuluculuk kanunu 3 maddesinde tarafların arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek veya bu süreçten kendi iradeleriyle vazgeçmek konusunda serbest oldukları belirtilmektedir. Ancak tarafların bu serbestliği iş kanunu 18/A hükmünde belirtilen durumlarda ve bazı ticari davalara getirilen zorunlu arabuluculukta geçerli değildir. Bu tür davalarda taraflar kanuna uygun davranmak zorundadır. Yani, arabuluculuğun bireylerin kendi özgür iradeleri sonucu devreye girmesi asıl amaç olarak öngörülmüş bulunmaktadır.
Gizlilik: arabuluculuğun en temel ilkelerinden biri de gizlilik ilkesidir. Arabuluculuk görevi üstlene kişi, tarafların onayı olmadan arabuluculuk faaliyetleri sırasına sunulan veya farklı şekillerde elde edilen bilgi ve belgelerin kayıtlarını gizli tutmakla yükümlüdür. Buna yönelik olarak düzenlenen arabuluculuk kanunu 4. Maddede gizlilik hususunda gösterilmesi gereken hassasiyet oldukça açık bir şekilde belirtilmektedir. Gizlilik hususu arabuluculuk görüşmelerine katılım sağlayan tarafları da bağlar. Taraflar da arabuluculuk faaliyetleri devam ederken elde edilen belge ve bilgileri karşı tarafın onayı olmadan paylaşamaz.
Gerek arabulucunun, gerekse tarafların gizlilik ilkesine aykırı davranmaları halinde verilecek cezai müeyyideler açıkça belirtilmiştir. Arabuluculuk kanunu 33. Maddeye göre, ‘’ gizlilik ilkesine aykırı hareket ederek bir kişinin hukuken korunan menfaatinin zarar görmesine sebep olan kişi, 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılır’’ oluşması muhtemel bu tür fiillerin soruşturulması ve kovuşturulması ise şikâyete bağlıdır.
Beyan ve Belgelerin Kullanılmaması: ortaya çıkmış bulunan uyuşmazlıkların çözümüne yönelik olarak yapılan çözüm görüşmeleri sırasından taraflar bazı belge ve bilgiler sunar. Taraflar, arabulucu veya arabuluculuğa katılan üçüncü kişiler, uyuşmazlık sağlanamaması halinde açılacak olan davalarda bu belge ve bilgileri kullanamaz, beyan ve belgeleri delil olarak sunamaz, belge ve delillerle ilgili tanıklık yapamazlar. Kanunun kullanılamaz olarak gördüğü belgeler,
- Arabuluculuk daveti ve katılma talebiyle ilgili belgeler
- Görüşmeler sırasında taraflarca sunulan görüş ve teklifleri içeren belgeler
- Tarafların uyuşmazlık konusuyla ilgili olarak sundukları önerileri içeren belgeler, herhangi bir vaka veya iddianın kabulüne dair belgeler
- Arabuluculukta hazırlanan belgelerdir.
Bu belge ve belgelerden herhangi biri, kanun tarafından kullanılması yasak olduğu halde mahkemeye sunulmuş olsa bile, mahkeme tarafından hükme esas alınmayarak herhangi bir etkiye sebep olması önlenir. Bu belge ve bilgiler sadece bir tek sebebe bağlı olarak kullanılabilmektedir. Kanun hükmü tarafından emredilmiş veya arabuluculuk görüşmeleri sonrasında varılan anlaşmanın uygulanabilmesi ve icrası adına gerekli görülmesi halinde bu bilgi ve belgelerin kullanılabilmesi söz konusudur.
Arabuluculuk Masrafları Kim Tarafından Ödenir?
Mahkeme masraflarına oranla çok daha az masraflar içeren arabuluculuk, görüşmenin anlaşmayla sonuçlanması halinde masrafların her iki tarafça eşit olarak ödenmesini kural olarak benimsemiştir. Arabulucu görüşmelerinin planlanmasının ardından yapılacak ilk toplantıya katılım sağlamak önemlidir. Çünkü toplantıya katılım sağlamayan taraf ileriki dönemlerde haklı olarak çıksa bile dava masraflarının tamamından sorumlu tutulmaktadır. Ancak tarafların tüm toplantılara katılması ve görüşmelerden herhangi bir sonuç alınamaması halinde tarafların dava hakları saklı olacağından dolayı, katılım sağlayan taraflar her hangi bir hak kaybıyla karşı karşıya kalmaz.
Arabuluculuk faaliyeti devam ederken herhangi bir sebebe bağlı olarak arabuluculuk faaliyetinin konusuz kalması, görüşmelerden feragat edilmesi veya tarafların sulh yoluyla sorunlarını çözmüş olması halinde arabulucu kanunda belirtilmiş bulunan miktarlardaki ücretin tamamına hak kazanır. Ayrıca, herhangi bir uyuşmazlık sorunuyla ilgili arabuluculuk faaliyetlerinin yürütüldüğü sırada yeni bir uyuşmazlık konusuyla karşı karşıya kalınması halinde arabulucu her iki uyuşmazlık için ayrı ayrı ücrete hak kazanır.
Aynı uyuşmazlık konusunda birden fazla arabulucunun görev yapması halinde ise, tarifede belirtilen ücretin her bir arabulucuya ayrı ayrı ödenmesi gerektiği kanunla düzenlenmiş bulunmaktadır. Arabuluculuk kanununda yapılan düzenlemeye göre arabulucu süreç başlamadan önce taraflardan ücret ve masraf isteyebilmekte, süreç sonunda yapılan ön ödeme miktarı arabuluculuk ücretinden mahsup edilmektedir.
Diğer Yazılarımız: