Arabuluculuk kavramı yeni bir kavram olmakla birlikte, hem işveren hem de işçi açısından oldukça önemli bir işlevi yerine getiren bir kurum olma özelliğine sahip bulunmaktadır. Geçmişte işveren e işçi arasında ortaya çıkan anlaşmazlıklar oldukça uzun sürelerle karara bağlanamadığından gerek işveren, gerekse işçi adına mağduriyetlerin yaşanmasına sebep olmaktaydı.  İş yaşamının her alanında oluşan sorunların çözümü adına oluşturulan arabuluculuk müessesi, iş mahkemeleri kanununda yapılan değişiklikler sonrasında özellikle işçi alacaklarına öncelik verilmesi kaydıyla zorunlu merci kılınmıştır.

İş hukukundan doğan zararların tazmin edilmesi amacıyla arabulucuya başvurmadan direk dava açma yoluyla hak kayıplarının talebi halinde mahkeme davayı usulden reddederek başvurucuyu arabulucuya yönlendirmektedir. Arabulucu kurumun sağladığı en önemli faydalardan biri, yargının iş yükünü azaltmak ve iş davaları konusunda bir ihtisas müessesesi oluşumuna olanak sağlamasıdır. Bir diğer fayda ise, devleti yargılama giderlerinden tasarruf sağlanması, tarafların daha az harcama yaparak daha hızlı sonuç alabilmesine olanak sağlamasıdır.

Arabuluculuk kurumu, önceki dönemlerde iş mahkemelerinde görülen birçok davanın çözüme kavuşturulmasını sağlayan bir yapıda görev ifa etmektedir. Arabulucuya başvuru yapılarak çözüme kavuşturulması beklenen davalar arasında,

  • Ücretler
  • Kıdem tazminatları
  • İhbar tazminatı alacakları
  • İşe iade
  • Fazla çalışma ( mesai ) alacakları
  • Yıllık izin, maaş, tatil ücretleri, bayram ücretleri
  • İşçi-işveren arasında hakaret yer almaktadır.

Arabuluculuğa başvuru, işçi veya işverenin yukarda sayılan sebepler dolayısıyla zorunlu kılınmıştır. Her iki taraf da dava aşamasına arabulucu kurumu vasıtasıyla başlamak zorunluluğundadır.

Arabuluculuk Nedir?

Arabuluculuk, özel bir hukuk uyuşmazlığı yaşayan tarafların özgür iradeleriyle seçtikleri uzman bir üçüncü kişinin hakemliğinde uyuşmazlıklarını çözme yöntemidir. Uyuşmazlık yaşayan taraflar gerek dava açılmadan önce, gerekse dava sonrasında arabulucuya başvuranları ortak bir kararda buluşturmayı amaçlar. Mahkeme dışında hızlı ve kesin bir çözüm amacıyla oluşturulan bu kurum,

  • Zorunlu arabuluculuk
  • İhtiyari arabuluculuk olarak iki farklı şekilde görev yapmaktadır.

Zorunlu Arabuluculuk

Zorunlu arabuluculuk, bazı uyuşmazlık hallerinde mahkemelere dava açılmadan öncesinde başvuru zorunluluğu anlamını taşır. Zorunlu arabuluculuk bu tür davalara açısından dava şartıdır. Daha açık bir şekilde anlatmak gerekirse, uyuşmazlık sonrası arabulucuya gidilmesi halinde mahkeme tarafından dava reddedilmekte, ancak arabulucu tarafından bir çözüm bulunmaması halinde söz konusu uyuşmazlık dava konusu olarak mahkemede ele alınmaktadır. Özellikle ticari davalar ve iş davalarında sıklıkla rastlanan kıdem, ihbar tazminatları ve işçiye verilmesi vaat edilen ekstra ücretler konusundaki uyuşmazlıklar zorunlu arabuluculuk kurumuna zorunlu başvuru gerektirmektedir.

İhtiyari Arabuluculuk

Uyuşmazlık sebebiyle çekişmeli olan tarafların arabulucuya gitme zorunlulukları olmamasına rağmen uyuşmazlıklarını daha kısa süre içerisinde çözmek amacıyla yaptıkları başvuruların değerlendirilmesidir Arabuluculukla ilgili kanunda ne tür davalar ile ilgili başvuru yapılabileceği açıkça belirtilmekte olup, hizmet tespiti veya iş kazaları davaları arabuluculuk kapsamı dışında tutulmaktadır.

Arabuluculuk Başvurusu ve Süreç Nasıl İşler

Arabuluculuk hizmetlerinden vatandaşın yararlanması amacıyla bazı şehirlerde arabuluculuk merkezleri kurulmuş bulunmaktadır. Arabuluculuk merkezi bulunmayan nispeten küçük yerleşim birimlerinde bu görev yazı işleri müdürlükleri tarafından yürütülmektedir. Başvuru öncesinde başvurunun yapılacağı yer belirlenmelidir. Arabulucu başvurularında işin yapıldığı yer veya işverenin adresinin bulunduğu yerdeki arabulucu merkezleri yetkili kılınmıştır. Ankara’da faaliyet gösteren bir işyeriyle ilgili başvurular Ankara’da yapılır. Başvuruyu yapanın Ankara’da ikamet edip etmemesi sorun teşkil etmez. Erişimin sağlanamadığı uzak mesafelerde yapılan arabulucu görüşmelerine tarafların avukatları dilerse telekonferans yöntemiyle katılım sağlayarak müvekkillerini temsil edebilmektedir.

Arabulucu süreci nasıl yürütülür?

Arabulucuya başvurmak isteyen taraflar başvurularını vekâlet verdikleri avukatlar aracılığıyla yapabilmektedir. Verilen dilekçe sonrasında Arabuluculuk merkezi uyuşmazlığın çözümünde tarafları bir araya getirmesi amacıyla sistem üzerinden bir arabulucu ataması yapar. Ataması yapılan arabulucu her iki tarafla da temasa geçerek bir toplantı günü belirleyerek 4 hafta sürecek olan süreci başlatır. Diğer bir seçenek de, tarafların üzerinde anlaşacakları bir arabulucu vasıtasıyla uyuşmazlıklarına çözüm aramasıdır. Bu tür durumlarda tarafların mutabık kaldığı arabulucu ile anlaşmak suretiyle görüşmeleri başlatabilmektedirler. Tarafların kendi arabulucularını kendileri belirlemesi durumunda aralarında bir belirleme tutanağı imzalaması yeterli olmaktadır.

Arabulucuya verilen görev en 3 haftayı geçmemek şartıyla çözüme kavuşturulmalıdır. Bazı zorunlu hallerde 1 hafta daha ek süre istenerek sürecin 4 hafta içerisinde sonlandırılması hedeflenir. Ancak verilen süre içerisinde uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmaması halinde dosya kapatılır. Ayrıca arabulucu kurumun taraflara ulaşamaması veya görüşmelere tarafların katılım sağlamaması halinde de arabuluculuk faaliyetini sonlandırabilmektedir.

Arabulucu Görüşmelerine Katılmamanın Hukuki Sonuçları Nedir?

Uyuşmazlığa taraf olan kişi veya kurumlar arabulucu görüşmelerine şahsen katılabilecekleri gibi, vekâlet verdikleri avukatlar tarafından da temsil edilebilmektedir. Ayrıca işveren tarafından yazılı belge ile yetkilendirilen herhangi bir çalışan da arabuluculuk görüşmelerine katılım sağlayabilir, çıkan sonuca ilişkin tutanağa imza atabilir. Arabulucu kanunu, arabuluculuk kapsamına giren uyuşmazlıklarda taraf olanların belirlenen gün ve saatte toplantıya katılmasını zorunlu kılmıştır. Mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmayan taraf, toplantıya katılım sağlanmaması gerekçe gösterilerek arabuluculuk faaliyetinin sona ermesine sebep olabileceğinden dolayı bazı sorumlulukları üstlenmek durumunda kalır.  Arabulucu toplantısına katılım sağlamayan tarafla ilgili tutulan tutanak, davanın iş mahkemesine gitmesi halinde aleyhinde bir tespit olarak kullanılır.  Toplantıya katılmayan taraf mahkemede kısmen veya tamamen haklı olsa dahi, yargılama giderlerinin tümünden sorumlu tutulur. Ayrıca ilk toplantıya katılmayarak arabuluculuk faaliyetlerinin sonlanmasına sebep olan taraf lehine avukatlık vekâlet ücretine de hükmedilemez. Arabuluculuk toplantısına her iki tarafın da katılım sağlamaması durumunda ise, açılacak davalardaki masraf, harç gibi yargılama giderleri kendileri tarafından ödenir.

İş Hukuku Anlaşmazlıklarında Arabuluculuk Ücreti Nasıl Hesaplanır? Nasıl Ödenir?

Arabuluculuk ücreti, başvurunun yapıldığı dönemde uygulamada bulunan tarifenin aşağısında olmamak kaydıyla anlaşma tutarının % 6 ‘sı oranındadır. Bu ücret taraflarca yarı yarıya nispetinde ödenir. Ancak taraflar kendi aralarında yapacakları anlaşma ile kimin ne kadar ödeyeceğini de kendileri kararlaştırabilmektedir. Tarafların anlaşamaması halinde arabulucu ücreti Maliye tarafından arabulucuya ödenmekte, yargılama sonrası kusurlu bulunan taraf arabulucuya ödenen ücreti maliyeye yatırmaktadır. Arabuluculuk görüşmeleri sonucunda taraflar anlaşmaya vardığı takdirde belirlenen ücret eşit şekilde her iki tarafça ödenmektedir.

Arabulucu Tarafından Çözüm Sağlanamazsa Ne Olur?

Bazı davalarda arabulucuya başvuru zorunlu olmakla birlikte, uyuşmazlığın mutlaka burada çözülmesi gibi bir zorunluluk yoktur. Arabulucu yoluyla çözülemeyen uyuşmazlıklar için iş mahkemelerine dava açılmak suretiyle sorunun çözüme kavuşturulması mümkündür. Davacı taraf anlaşmazlığın arabulucu tarafından çözülemediğine dair tutulan tutanağı veya örneğini dava başvuru dilekçesine eklemek suretiyle iş mahkemesine dava açabilmektedir. Ancak davacı olan taraf arabulucu faaliyetleri sonucu uyuşmazlığın sağlanamadığını belirten tutanağı dilekçesine eklemez ise, iş mahkemesi tarafından davacıya 1 hafta ek süre verilerek tutanağın ibraz edilmesini talep eder. Mahkemenin bu talebinin davacı tarafından yerine getirilmemesi halinde dava dilekçesi yok sayılarak dava usulden reddedilmektedir.

Arabulucuya, dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra başvuru yapılabilmesi mümkündür. Bu sebeple uyuşmazlık sürecinin hangi aşamada olduğu bir önem taşımaz, taraflar aralarında anlaştıkları sürece diledikleri aşamada arabulucuya başvuruda özgürdür. Dava açılmasından sonra tarafların arabulucuya başvurma talepleri, davanın 3 ayı geçmemek üzere ertelenmesini gerektirir. Böylece taraflar bir hak kaybı yaşamadan kanuni, süreci devam ettirebilmektedir.

Diğer Yazılarımız:

Arabuluculuk Nedir? Şartları Nelerdir?

İşten Çıkarılınca İşçi Nereye Başvurmalı?

Call Now Button