Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılmasının Sebepleri

TMK m. 166/1: “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.”

Boşanma sebebi oluşturan davranışlar bünyesinde şiddet içeren bir çok davranış barındırmakta olup bunlar duygusal şiddet, ekonomik şiddet, sosyal şiddet, cinsel şiddet, görsel şiddet, fiziksel şiddet olarak karşımıza çıkabilmektedir.

DUYGUSAL ŞİDDETLE EVLİLİK BİRLİLİĞİNİN TEMELDEN SARSILMASI

TMK m. 185/3: “Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.”

Söz konusu hükümden anlaşıldığı üzere eşlerin sadakat yükümlülüğü duygusal sadakati de içermektedir ve duygusal şiddet oluşturan davranışlar sadakat yükümlülüğüne aykırılık oluşturmaktadır. Ruhsal olarak acı, ceza, zarar veren davranışlar bu kapsamda ele alınabilecektir.

  1. KÜÇÜLTÜCÜ DAVRANMAK

Eşlerin birbirinin özellikleri ile alay etmesi küçültücü davranış olarak kabul edilmesi ile boşanma sebebi olarak sayılmaktadır. Alay etme kişinin kilosu, organları, görüntüsü ile bağlantılı olabilmektedir.

Aşağılamak da boşanma konusu oluşturan davranışlar arasındadır. Bu karşımıza kişinin ekonomik durumunu baz alarak, fiziksel yönleri olmak üzere dış görünüş veya herhangi bir engel durumunu aşağılayan söz ve davranışlarla, cinsel yönlerden veya buna varacak olan imalarla, duygusal olmak üzere kişiye küfür, hakaret, tehdit gibi söylem ve davranışlarla, eşin veya eşin ailesinin sosyal yönleri ile aşağılanması olarak karşımıza çıkmaktadır.

Değişik şekillerde gerçekleşebilecek olan küçümsemek hali de küçültücü davranıştır. Bunun boşanma sebebi olarak kabul edilebilmesi için evlilik birliğini temelden sarsması gerekmektedir.

Kişinin eşini eski eşi, komşu, iş yeri arkadaşları, akrabaları, ünlü kimseler olması gibi her türlü başkaları ile kıyaslaması hali de küçültücü davranış olarak kabul edilmektedir. Söz konusu kıyaslama kişinin kendisine olan saygısını kaybetmesine sebebiyet verecek ve duygularını istismar edecek boyutta olması gerekmektedir.

Eşlerin aile, yatak odası, evlilik gibi sırları açıklaması da küçültücü davranış arasında sayılmaktadır. Ancak burada dikkat edilmelidir ki eğer yatak odası sırlarının açıklanmasına karşılık olarak diğer eşin birlik görevlerini yerine getirmemesinden söz edilebiliyor ise eşler eşit kusurlu sayılacaktır.

Eşin başkası ile ilişkisi olduğu, başkası ile yakaladığı, bakire olmadığı şeklinde dedikodu çıkarması küçültücü davranış olarak kabul edilmektedir. Eğer eşin söylenti çıkarmasına karşılık olarak diğer eş tehdit ediyor ise eşit kusurlu sayılacaktır.

Eşin kendisini veyahut eşinin yaptıkları gibi şeyleri beğenmeme hali de bu kapsamda boşanma sebebi olarak sayılacaktır. Yargıtay kararlarında bir eşin üvey çocuğu istememesine karşılık olarak eşi beğenmeme davranışının gerçekleştirilmesi halinde eşit kusurlu sayılacakları kabul edilmiştir.

Eşin hırsızlık yaptığının anlaşılması hali de küçültücü davranış kapsamına girerek evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olur. Ancak hırsızlık olayından sonra uzun süre birlikte yaşanma söz konusu ise Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere boşanma kararı verilemeyecektir.

Eşini kendisine yakıştırmadığını söyleme, eşlerden birisinin ihtiyacı olmamasına rağmen çevreden yardım toplama, eşlerin birbirlerini küçük düşürmeleri, eşine veya eşin ailesinden birisine tükürülmesi, eşin diğer eşe karşı asılsız ithamlarda bulunması yani iftira etmesi küçültücü davranışlar arasında sayılabilecek olup evlilik birliğini temelden sarsan boşanma sebepleri olarak kabul edilir.

  1. SUÇLAYICI DAVRANMAK

Suçlayıcı davranışların başında çocuğun kendisinden olmadığı ithamında bulunulması sayılabilecektir. Eşini veya eşinin yakınları olmak üzere hırsızlıkla suçlamakta duygusal şiddet kapsamında ele alınır. Bakire çıkmamasına ilişkin suçlamakta boşanma sebebi olarak kabul edilmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu bu hususta çekişme olması halinde rapor alınması gerektiği düşüncesindedir. Kötü yolda olmakla, sadakatsizlikle, sapık ilişki ile, iktidarsızlıkla, başkaları ile ilgilenmekle, güven sarsıcı davranışlarla, aldatmakla suçlamak gibi haksız olarak yapılan suçlyacı davranışlar evlilik birliğini temelden sarsılmasına sebebiyet verdiği kabul edilerek boşanma sebebi oluşturmaktadır.

  1. HAKARET EDİCİ DAVRANMAK

Bu davranışın boşanma sebebini oluşturabilmesi için hakaret vakıasına dayanılmış olması gerekmektedir.  Bu davranış tanıklar ile ispat edilebilecek olmasının yanında tanığın akraba olması aksi yönde delil ve olay olmadıkça tanıklık değerinden düşürmez. Ve bunun boşanmaya esas alınabilmesi için ayrıntılı olmak üzere hakaret sözleri tutanağa geçirilerek, hangi ortamda ve hangi tarihte söylenmiş olduğu belirlenmelidir. Bunun sebebi ise eğer hakaret telefon ile gerçekleşmiş ise telefonda konuşan kişinin davalı olduğunun belirlenmesinin gerekli olmasından ve hastalığın alevlenme döneminde yapılan hakaretlerin boşanma sebebini oluşturmayacak olmasından kaynaklanmaktadır.

Eşe, aileye, ortak veya üvey olmak üzere çocuğa hakaret etmek boşanma sebebi olarak gösterilebilecektir. Hatta Yargıtay uygulamasında üvey çocuğa hakaret edilmesine seyirci kalma hali de sebep olarak kabul edilecektir. Eğer eşlerin karşılıklı olarak birbirlerine hakaret etmesi söz konusu ve başka bir halin varlığından söz etmek mümkün değil ise eşit kusurlu sayılacaktırlar. Aynı şekilde eşe yapılan hakarete sessiz veyahut seyirci kalma hali de evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebebiyet verir.

  1. SEVGİSİZ DAVRANMAK

Sevginin yokluğu evliliğin de sonu olarak kabul edildiğinden ötürü başkasını sevdiğini, eşini sevmediğini, zorla evlendirildiğini, başkası ile evleneceğini, eşinden sıkıldığını, eşinden soğuduğunu, eşine ısınamadığını, evliliği istemediğini, eşinden iğrendiğini, eşinden bıktığını, eşi ile evlendiğine pişman olduğunu, eşinden nefret ettiğini söylemek evlilik birliğini temelden sarsacak davranışlardır. Eşinden ayrılmak isteyen kimse bunu saygılı biçimde dile getirmelidir aksi hali kusurlu olarak boşanma sebebi olarak kabul edilmesinin yanında eşini istemediği bu saygı çerçevesinde dile getirilmelidir. Çocuklar arasında ayrım yapma hali veyahut anne bakım ve şefkatine muhtaç olan ortak çocuğun annesinden koparılması da duygusal şiddet olarak kabul edilir.

  • BASKICI DAVRANMAK

Eşin aşırı kıskançlık göstermesi kişiliğe ve ruhsal bütünlüğe saldırı oluşturduğu kabul edilmektedir.

Eşin başkaları ile görüşmesine engel  olunması yani komşu, yakınları, ortak veyahut önceki evliliğinden olan çocukları, kimseyle veya telefon ile görüştürmemesi duygusal şiddete yönelik baskıcı davranış olarak kabul edilir. Ayrıca eşin aile görüştürülmemeside söz konusu olabilecek olup bu durum diğer eş tarafından fiilen engelleyerek, teknik olarak engelleyerek, baskı yolu ile engelleyerek gerçekleştirilebilecektir.

Tehdit eyleminde bulunulması; eşini, ortak çocuklarını veyahut üvey çocuklarını, ailesini tehdit etmesi duygusal şiddete yönelik davranış olarak kabul edilir.

Uzaklaştırmaya yönelik davranışlarda evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanma konusunu oluşturur. Bu durum başkasının yanına bırakmak şeklinde gerçekleşebileceği gibi; en sık gündeme gelenlerden birisi ailenin yanına bırakmak hamile iken, doğum sonrası, gece yarısı, bayram bahanesi ile gerçekleşebilmektedir. Bunun dışında akrabaların yanına veyahut üçüncü kişilerin yanına bırakma hali de görülebilmektedir. Eve almama, kilit değiştirme sureti ile de eşlerin birbirlerini evden uzaklaştırması söz konusu olabilmektedir. Evden kovma eyleminin eşini, çocuklarını, eşin ailesine yönelik olması halinde de duygusal şiddet olarak kabul edilir. Eşi yurt dışına yanına iradi sebepler ile götürmemek, eşyaları kapı önüne, dışarıya, başkasına, çöpe atma eylemleri eşi uzaklaştırmaya yönelik davranıştır.

Evlilik düzeninde baskı yapmakta evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olması halinde baskı eylemi de boşanma sebebi olarak kabul edilmektedir. Bu durum ev bağışlamak için yapılan, ailesinden para istemek için yapılan, doğum yapması için, ailesi ile birlikte vakit geçirmesi için baskı olarak gündeme gelebilmektedir.

TMK m. 338 ile ergin olmayan üvey çocuklara özen ve ilgi gösterme yükümlülüğü yüklenmiş olup üvey çocuğa karşı kötü davranma hali üvey çocuğu istemediğini söylemek, bakmamak, özen ve ilgi göstermemek şeklinde gerçekleşebilmektedir.

Eşi hürriyetinden yoksun bırakmakta duygusal şiddet temelli evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebebiyet verir. Ayriyeten Yargıtay uygulamasında korkutma fiili de boşanma sebebi olarak kabul edildiği görülmektedir.

  • İLGİSİZ DAVRANMAK

Aile ile ilgililenmeme hali çocuğa ya da eşe karşı ilgisiz kalmak şeklinde karşımıza çıkabilmektedir. Eşin doğumunda ilgilenmemesi, arabasına almaması, hamilelikte yalnız bırakması, atandığı yere götürmemesi, ilgisiz kalması, gece hayatına düşkün olması, ayrı odalarda yaşaması halinde eşe karşı ilgisiz olduğunu kanıtlayabilecektir.

Eş veya çocuğun hastalığında ilgilenmeme halinde de evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanma konusu oluşabilecektir. Bunu oluşturabilecek davranışlar maddi olmayan boyutlu yardım yükümlülüğünün ihlali dahilinde olup; hasta eşi yalnız bırakmak, hasta eşle hastanede yatarken ilgilenmemek, hasta eşin tedavisi ile ilgilenmemek, hasta eşin ameliyatıyla ilgilenmemek, hasta eşe ilkel tedavi yaptırmak, hasta eşin bakımı ile ilgilenmemek, hasta eşe sağlık karnesi çıkarmama, hasta eşi baba evine bırakmak gibi davranışlarla gerçekleşebilecektir.

Yargıtay ailelerin müdahalesi halinde bunların haksız yere yapılması halinde karşı konulması gerektiğini öngörmüş olup bununla ilgilenmeyen eşe karşı boşanma sebebi oluşturabileceği kanısındadır.

Eşin evle ilgilenmemesi, evden uzaklaşması sonucu doğuran; zorunluluk bulunmamasına rağmen evi uzun sürelerle terk etmek, eve bazı gecelerle gelmemek, eve geç saatlerde gelmek, eve gelmemek, evi sık terk etmek gibi davranışlar boşanma konusunu oluşturur. Evi sık terk etme halinin kısa sürelerle gerçekleşmesi halinde terk sebebi ile boşanma davasının açılmasının engellenmiş olacağından ötürü bu olgu evlilik birliğinin temelden sarsılması sebebi ile boşanma davasına konu olabilir.

Hasta olan eşin tedaviden kaçınması hali de evlilik birliğini temelden sarsan sebepler arasındadır. Bunlar epilepsi tedavisinden, ağız ve vücut kokusu tedavisinden, bulaşıcı hastalık tedavisinden, cinsel soğukluk tedavisinden, tüp bebek tedavisinden kaçınmak hali ile veyahut tüp bebek tedavisi ile ilgilenmemek hali  veya diğer sebeplerle tedaviden kaçınma hali ile gerçekleşebilecektir.

Beden, ev gibi temizlikle ilgilenmeme halleri veya üzüntü ile ilgilenmeme halleri duygusal şiddete yönelik davranışlardır ve boşanma konusunu oluşturur.

  • DIŞLAYICI DAVRANMAK

Gebeliği baskı sonucu veya gebeliği kusurlu davranışla sonlandırmak gibi davranışlarla uygulama da karşımıza çıkan gebeliği sonlandırma konusunda dışlama boşanma konusunu oluşturur.

Uygulama da eşine evliliğin kendisine göre olmadığını söyleme, eşin fotoğrafını yırtma, eşini başkalarının yanında konuşturmama, eşine karşı olumsuz davranış içersine girme, eşine karşı kayıtsız kalma, eşimim sebebiyeti olmadan intihara kalkışma, eşine karşı görevlerini aksatacak derece kahvehaneye gitme, eşime çocuğunu göstermeme, eşinin bakıma muhtaç anne ve babasını istememe, eşinin istemesine rağmen tüp bebek tedavisinden kaçınma, eşine zaman ayırmama, eşinden hamileliğini gizleme halleri karşımıza çıkmakta olup bu durumlar evliliğin gerekleri konusunda dışlamaya yönelik olup boşanma konusunu oluşturur.

  • GÜVEN SARSICI DAVRANMAK

Eşlerin TMK m. 185 hükmü uyarınca birbirlerine sadık kalma yükümlülüğü bulunmakta olup duygusal güveni sarsıcı davranışlar duygusal şiddet içeren boşanma sebebidir. Bunlar eşinden habersiz gebeliği sonlandırma, eşini hamile olduğunu inandırma, başkasının fotoğrafını saklama, başkası ile eşi tarafından istenilmediği halde çalışmak, sevgilisini unutamadığını açıklamak, başkası ile duygusal ilişki içersinde, gittiği yer hakkında yanlış bilgi vermek şeklinde gerçekleşebilecektir.

  1. BİRLİK GÖREVLERİNE AYKIRI DAVRANMAK

Evlilik beraberinde eşlere yükümlülük getirmektedir. Bu yükümlülük birliğin mutluluğunu sağlama, çocuklara özen gösterme, birlikte yaşama, birbirlerine karşı yardımcı olma, giderlere katılma gibi görevler olup bunlara aykırı davranma halinde evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olacaktır.

  • ZARAR VERİCİ DAVRANMAK

Giyim, ev eşyası gibi değişik şekillerde zarar verme hareketi gerçekleşebilecek olup; zarar verme iş yerine, araca, konuta, akçalı değere zarar verme halinde de gündeme gelebilir.

  • DİĞER SEBEPLER

Şiddet içeren davranışlar çeşitlilik gösterebilecek olup duygusal şiddet içeren diğer davranışlar da boşanma konusunu oluşturan davranışlar sayılabilecektir. Bu davranışlar diğer deliller ile kanıtlanamamış ise ceza davasının sonucu da beklenebilecektir.

Call Now Button